Haber

CHP’li Günaydın: Can Atalay’ın milletvekilliğinden düşürülmesi siyasi intikam eylemidir

CHP Kümelenme Başkan Yardımcısı Gökhan Günaydın, TİP’ten Hatay Milletvekili seçilen Can Atalay’ın düşürülmesiyle ilgili olarak, “Bu davanın hukuki bir dava olmadığını hepimiz biliyoruz. Bu dava siyasi bir davadır. Adeta siyasi bir intikamdır.” delil için sanığa gitme yöntemiyle yürütülmektedir.” ” söz konusu.

CHP’li Günaydın, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) basın toplantısı düzenledi. Günaydın, TBMM’nin karanlık bir gün geçirdiğini belirterek, “Aslında hem Meclis’in kendi faaliyetleri hem de Türkiye’nin kalan anayasal düzeni açısından hiçbir zaman tasvip ve kabul edilemeyecek gelişmeleri bizzat Meclis’te yaşadık. 14 Mayıs 2023’te milletvekili seçilen Şerafettin, Can Atalay, Yargıtay-Anayasa Mahkemesi kapsamında TBMM’ye gelemeden üyeliği düşürülen milletvekili olarak dün tarihe geçti. Devam eden Gezi davası çerçevesinde ortaya çıkan (AYM) çatışması. Aslında kendi hukukunu koruyamayan Meclis de tarihe geçti. Bugünü hep konuşuyoruz. Bu Seyahat Olmalı mı? Geziyle ilgili başlatılan soruşturmada 30 Ocak 2014’te ‘kovuşturmaya yer yok’ kararı verildi. Ardından Şubat ayında yeniden ‘soruşturmaya yer yok’ kararı verildi. 27, 2014. Ancak dava açıldı. İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi, 18 Şubat 2020’de Seyahat davasında tüm sanıkları beraat ettirdi. Şimdi 18 yıl ve müebbet hapis cezalarının havada kaldığı bir davadan bahsediyorsak; “Neden 9 yıl önce üst üste iki kez ‘kovuşturmaya yer yok’ kararı verildi de bu sanıklar neden sadece 4 yıl önce beraat etti?” dedi.

‘GEZİ BİR DİRENİŞTİR’

Gezi olaylarının bir halk protestosu olduğunu söyleyen Günaydın, “Bu davanın hukuki bir dava olmadığını hepimiz biliyoruz. Bu dava siyasi bir davadır. Gezi bir direniştir, bir halk protestosudur. Bunun hiçbir delili, delili yoktur.” Ortaya çıkan kamu zararı ve benzeri görüntülerin yargılanan arkadaşlarımızla bağlantısına ilişkin.” Tanık ifadeleri söz konusu değil. Sanki delil için sanığa gitme tekniğiyle siyasi bir intikam yürütülüyor. Gelelim bugüne. Hepimiz geçmişi biliyoruz. Yargıtay 3. Ceza Dairesi ile Anayasa Mahkemesi arasında kabul edilemez diyaloglar. Yargıtay, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı’na, ‘Siz, ‘Kararımı nasıl okutmazsınız’ diye başlayan açıklamasını hatırlatalım. birbirini kontrol eden ve birbirinden bağımsız güçlerin yatay hiyerarşisine uymayan bir durum. Peki bu sözlerin muhatabı olan ve bugüne kadar bu kararı okutmayan Numan Kurtulmuş’un tutumu ne oldu? Böyle bir duruma düşmemek ve Meclis’i bu duruma sokmamak adına başvuru yaptıktan sonra Anayasa Mahkemesi’nin hak ihlali kararı verip vermeyeceğini bekledi. Meclis, mahkeme kararları arasında pinpon topu gibi gelip giden bir organ mıdır? “Bu duruma düşmemek için ders çalışmama izin vermedi” dedi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu